Mudurnu

Genel Bilgi

Karadeniz'in en güzel yerlerinden biri olan Mudurnu, tarih kokan daracik sokaklari ve tarihi evleri, yemyesil bitki dokusu, kaplicalari,ve kalesiyle, gerçekten görülmeye deger yerlerden biri... Mudurnu Ilçesi, Karadeniz Bölgesinin Bati Karadeniz bölümünde yer alan Bolu Iline baglidir. Ilçe Merkezi, Bolu'dan 50 km. güneybatida, Hisar ve Kulakli tepelerinin arasinda kalan vadi içerisinde kurulmustur. Ilçe hudutlari; Kuzeyinde Düzce Ilçesi, kuzeybatisinda Hendek Ilçesi, kuzeydogusunda Bolu Ili, dogusunda Seben Ilçesi, güneyinde Nallihan Ilçesi, batisinda Göynük ve Akyazi Ilçeleri bulunmaktadir. Ilçe Merkezinin deniz seviyesinden yüksekligi 840 m.'dir. Yüzölçümü 1349 km2'dir. Munduslar Ovasi, Pelitözü Ovasi, Çapni Ovasi, Sariyer Ovasi, Örencik Ovasi, Sürmeli vasi, Topallar Ovasi gibi. Dag siralari, bati istikametinde uzanir ve batidan doguya dogru yükseklikler artar. Belirgin olarak üç dag sirasi vardir. Birincisi ilçenin en kuzeyinden geçen, Düzce Ilçesi ile sinir çizgilerini olusturan Abant Daglaridir. Ikinci sira, Akyazi - Göynük sinirindan baslayarak doguya dogru Akkaya Tepe (1628 m.), Kuzgun Tepe (1651 m.), Alaçam Tepe (1689 m.) ile devam ederek Bolu'nun Aladag ve Köroglu sira daglari ile birlesirler. Üçüncü sira ise, Göynük Ilçesini ortalayip yükselerek, güneybatidan Mudurnu Ilçesi hudutlarina girerler. Mudurnu Ilçesinin merkezinin dogusunda bulunan Hisar Dagi (1384 m.) ve Sehriman Tepeleri (1115 m.) de Mudurnu'ya giriste dikkati çeken iki yükseltidir. Mudurnu Suyu; Ardiç Daglarinin kuzey eteklerinden dogar. Belirli bir kaynagi yoktur. Küçük kaynaklar ve yan derelerden toplanarak meydana gelir. Aksam Bogazinda Büyük Su deresiyle birlesir.

Tarih

Mudurnu'nun tarihi çok eskilere dayanmaktadir. Çesitli medeniyetlerin ilk yerlesim yeridir. Anadolu'nun Türklesmesinde büyük rol oynamistir. Ilçe tarihi ve kültürel degerlerle çevrilidir. Yesilin ayri bir yeri vardir. Camileri, türbeleri ve eski evleri ile bir açik hava müzesini andirmaktadir. Insanlarinin sicakkanliligi, oyalarinin inceligi ve zerafeti, tavugu, helvasi ile taninmaktadir.
Ormanlar, göller, kaplicalar ve tabii güzellikler ilçeye ayri bir önem katmaktadir. Ilk Türk yerlesiminin Selçuklu döneminde baslandigini bildigimiz Mudurnu, daha sonra Osmanli Imparatorlugunun çekirdegini olusturan ana bölge içinde yer alir. Osman Bey döneminde yogun Türk akinlarina ugrayan Mudurnu, Samsa Çavus ve Köse Nihal'in rehberliginde Osmanli Beyliginin ilk topraklarina katilir. I. Murat Döneminde, Osmanli Devletinin ilk düzenli ordusunun temeli olan "Yaya Örgütünü" olusturan ve yine Osmanlinin ilk Maliye Hazine örgütünü kuran Halil Hayrettin Pasa (Çandarli Kara Halil) Mudurnu'ludur. Seyh Fahreddi-i Rumi'nin ögrencisi olup, Mudurnu ahi örgütlerinde yetisen Çandarli, daha sonra Osmanli'nin ilk veziri olacaktir. Yildirim Beyazit döneminde yapilan Yildirim Beyazit Camii (1374) ve Yildirim Beyazit Hamami (1382) altiyüz yildir ayakta durmaktadir. Fetret Devrinde güvenli bir Osmanli beldesi olarak bilinen Mudurnu, Sehzade Mehmet Çelebi ve Emir Süleyman'a bir dönem siginak olmustur. 30 Ekim 1918 Mondros Ateskes Antlasmasi sonrasinda Anadolu, isgal edilmeye baslanmistir. Mudurnu ve yöresindeki yurtsever güçler, Osmanli Teskilati Mahsus Lideri Kusçubasi Esref öncülügünde 30 Mayis 1919'da "Mudurnu Redd-i Ilhak Cemiyeti"ni, 20 Ekim 1919'da "Mudurnu Müdafa-i Hukuk Cemiyeti"ni kurarlar. Anadolu isyaninin alevlenmeden söndürülmesini amaçlayan Itilaf Devletleri ve Osmanli saray yönetiminin siyasi ve dini etkisi ile örgütlenen Hilafet ve seriat yanlisi gerici kuvvetler, 21 Nisan 1920'de Mudurnu sehir merkezini basarak, Kaymakam Ali Nail'i ve Savci Salih Zeki Bey'i hapsederler. Kaymakamlik makamina çevre köylülerinden Haci Hamdi'yi oturturlar. Kuva-i Milliyeciler sehri terkederler. 4 Mayis 1920'de Mudurnu'ya gelen Çolak Ibrahim Bey kuvvetleri Mudurnu'yu hilafetçilerin elinden kurtarirlar. Çevre köylüleri tekrar toparlayan Düzce ve Bolu isyancilari 13 Mayis 1920'de tekrar Mudurnu'yu kusatirlar. 13-14-15 Mayis günleri boyunca devam eden çatismalar sonrasinda, sehir halki topyekün Kuva-i Milliye saflarinda yer alir ve hilafet kuvvetleri dagitilir.